İzmir'in Üç Güzeli ; Urla,Seferihisar,Şirince






Bu yazı bir günde bu üç güzelliği gezmek için yola çıkmış,azimli kızın hikayesini anlatmaktadır.....

Atalarımız asla yanılmaz ,ne derler ; "erken kalkan yol alır"... Bizde onları dinledik ve İzmir ,Karşıyakadan sabahın ilk ışıklarıyla yola koyulduk. İlk  durağımız Urla. Urla İzmir merkeze yakşalık 35-40  km mesafede yer alıyor.Şehir merkezi trafiğine yakanlanmazsanız , güzel bir yoldan Urlaya ulaşırsınız.Urla'ya girişde çiçek bahçeleri,enginar tarlaları,yeşil ve daha da yeşil sizi karşılıyor. Bu yeşilin sonuysa harika bir denize çıkıyor.

Urlaya ilk girişte sizi yeni yapılar karşılasada sahil boyunca eski taş evler,restore edilen mavi pencereli evleri görüyorsunuz. Sabah erken saattde gitmiş olmamızdan ve henüz sezonun başlamamış olmasından dolayı sakindi.
Öncelikle kahvaltı etmeliydik hem gözümüzü hem midemizi doyuracak enfes bir yer bulmalıydık ki sahilde Karanti Adasına karşı bir çok ufak mekan mevcut.Bizim tercihimiz Denizaltı Cafe oldu.Kahvaltı 2 kişi 70 TL. Midemizi de gözümüzü de doyurmaya yeter. Yalnız buraların rüzgarı meşhur ,deniz kenarında bu manzaraya karşı oturmanın bedeli de bu rüzgar.

Denizaltı Cafe -Urla


Karantina Adası nedir derseniz ki ben de  gittiğimde bilgi sahibi oldum , Osmanlı İmporatorluğu zamanında ölümcül ve bulaşıcı hastalıklar için yapılmış,tedavi ve adından da anlaşılacağı gibi hastaların karantina altına alındığı ada.Karaya bağlantısı olan , yemyeşil ağaçlarla çevrili bir ada.

Kahvaltımızdan sonra etrafı turlayıp iskele yakınında kurulan Kadınların el emeklerini sergilendiği alanda dolaşıp,hediyelik eşyalardan alabilirsiniz.Urla'nın ayrı bir güzelliğide insanları; sıcak ve güler yüzlüler sizi turist olarak değil misafir olarak gördüklerini hissediyorsunuz.Hala o eski türk filmlerindeki kasaba havasını burada hissebiliyorsunuz. Urla da uzun bir vakit geçirmek isterseniz ,Zafer sokağında bulun Sanat Sokağı,antikacılar,sanat dükkanları,Malgaca Pazarı ve  üzüm bağları....Buraları gezip, üzüm bağlarında şarap tadımına katılabilirsiniz. Ayrıca at çiftlikleri ve çevre köyleride en az Urla kadar şirin ve güzel.

Sığacık Sahilde Renkli Cafelerden Yalı Cafe

Urladan ayrılıp onun kadar güzel başka bir yere Seferihisara doğru yola koyulduk.Navigasyon yardımıyla köy yollarından 18 km kadar bir yol giderek rüzgar türbinlerinin  arasından yine güzel deniz,şirin  masal diyarına geldik.Seferihisar-Sığacık rotasını takip ederseniz sahile inebilirsiniz.Yoksa Seferihisar merkeze gelip bir hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.

Sığacık Sahil

Seferihisar Türkiye'nin ilk sakin şehri(citta slow).Çok duyuyoruz son zamanlarda nedir bu sakin şehir diye ;şehirleşme  ve küreselleşme,mimarisi,kültürü,gelenekleri bozulmadan,ayakta kalabilen şehirlere verilen bir isim.Bu ünvanı İtalya da bir komite tarafından veriliyor ve denetleniyormuş.
İsminin hakkını verdiği gerçek ,insan  kalabalığını saymazsak tabi...

Seferihisarda görülecek yerler Teoa Antik Kenti,Kale içi ve Sığacık pazarı..
Bizim de ilk rotamız  pazar.Pazar günleri kurulan köy pazarında yöresel ürünler bulmak mümkün.Taze sebze,meyveler , enginarlar , şallar,takılar ,ev yapımı baklavadan böreklere,çeşit çeşit tatlılara herşey var.
Enginar Dolması
Sığacık Pazarı


Ara sokalar da köy kahvesi mi istersiniz,daha modern cafeler mi,meyhaneler mi, şarabınızı mı yudumlamak istersiniz yoksa pazardan aldığınız ganimetleri  yiyebileceğiniz mekanlar mı? Alternatif o kadar çok ki.Ara sokaklara da dalarsanız o masal evlerini görüp,bol bol fotoğraf çekilebilirsiniz.

Sığacık Sokakları



Birbirinden renkli ,tatlış mekanlarla dolu.Konaklamak için birçok butik otel ve pansiyon mevcut.Bizim birşeyler içmek için geldiğimiz Teos Lodge Pansiyon&Cafe butik otel olarak da hizmet veriyor.Kaleiçinde ve denize karşı gül bahçeleri içinde bir mekan.
Kısa bir mola ya da konaklama içinde güzel bir mekan olabilir.Yaz sezonunda denizin keyfini çıkarabileceğiniz birçok plaj da mevcut.

Bu kadar popüleritesine rağmen hem konaklama hem de yeme-içme için fiyatlar her bütçeye uygun.


Teos Lodge Pansiyon&Cafe

Sığacıkda bir ev :)
                                           
Seferihisardan sonra uzun bir yolculuğa çıkıyoruz.Selçuk da yer alan Mayaların kıyamatte kurtulucağına inandığı Şirince Köyüne doğru ... Seferihisar Selçuk arası yaklaşık 1 saat sürüyor. Sahil kesiminden gittiğiniz için keyifli bir yol oluyor.Şirinceye ulaşmak öyle çok kolay değil.İnsan istilası,köye yaklaştıkça ilerlemeyen araçlar,tur otobüsleri..Sabırlı bir şoförseniz bu karmaşadan hasar almadan kurtulabilirsiniz ki bizim şoförümüzün  göbek adını sabırcan koydum :) Dağ,patika yollar derken köyün girişide ayrı bir karmaşa..Otopark sorunu var ya da o kadar araca yetecek bir otopark yok da diyebiliriz.Şarap tadımcılıları size zorla şarap satma karşılığında özel otoparklarına sokabiliyorlar! Bizim gibi bir hata yapıp tatil gününde gelmezseniz belki daha az stresle ,köyün tadını çıkarabilirsiniz.

Şirince Köyü


Köye girişte heryerde şarap tadım ve satış dükkanları mevcut.Bilindiği gibi üzüm bağları ve Şarabıyla ünlü bir köy Şirince.Şarabının yanı sıra eğitime önem veren kesim tarafından oluşturulan Matematik Köyü ve tiyatro medresesiyle ünlü Şirince.
Köyün girişi
Alernatif olarak oralarda düzenlenen etkinlikleri takip ederek katılım sağlayabilirsiniz.

İşte o havuz :)
Köyün güneyinde Aziz John Baptist Kilisesini ücretsiz gezebilirsiniz.Avlusunda bulunan ve Meryem Ana heykelinin olduğu havuzunda bir de hikayesi varmış.Küçük bir havuz ve dibinde bir delik var ,dilek dileyerek havuza para attığınızda delikten geçerse dileğinizin gerçekleşeceğine inanılıyor.Eee çok basit diyebilirsiniz havuzun küçüklüğünü görünce ama bir alametle o para suyun içinde dönüyor dönüyor ve deliğe girmeden yan tarafa düşüyor.Fotoğrafta da görebileceğiniz gibi havuzun dibi para ile kalpler kırıklıklarla dolu :)  


Bu kadar gezmeye nerede ne yesek diyenler içinde köyde gözlemeciler ağırlıkta.Bizde Zeytin cafeye giriyoruz.Patlıcanlı gözleme,kabak çiçeği dolması ve yayık ayranla midemizi şenlendiriyoruz.Kabak çiçeği dolması efsaneydi!!!
Bunların yanına bir güne sığmaz ama o kadar gitmişim görmeden dönmeyelim derseniz Efes Antik Kenti Şirince Köyüne çok yakın.Ne yazıkki aşırı kalabalıkdan girme şansımız olmadı.Bu üç güzele gelmek için en iyi vakit haftaiçi olduğu düşüncesindeyim.Hem daha çok yer görebilir hem de keyif alabilirsiniz.

Efendim bu azimli kızın kısa molasıda böyleydi.Favorim Seferihisar-Sığacık olsada,Urla da yaşarım diyorum.

Sevgi ve seyahatle kalınız...












Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FoçAşk :)

Bursa'nın Ufak Tefek Taşları / Cumalıkızık