Bursa'nın Ufak Tefek Taşları / Cumalıkızık

Kulaklarımda Nazarrrr Nazar diye seslenen gür bir ses ,size de geldi mi :) İzleyenler hatırlayacaktır;bize Cumalıkızık Köyü'nü tanıtan, Bursa da böyle de güzel,şirin bir köy varmış gitmesek de görmesek de dedirten o malum dizi,Kınalı Kar ...

Günübirlik mi gitsek kalsak mı acaba , Bursa'ya da geçersek yeter mi diye tartışırken yolda bulduk kendimizi.Lokasyon olarak Bursa ve çevresi gezilebilecek yerlerle dolu haliyle bizim ki ufak bir gezinti oldu diyebiliriz.Sabah erken saat de yola koyulduk,hava şansımıza Şubat ayında olmamıza rağmen güneşli ve güzeldi.Yolumuz yaklaşık 2 saat kadar sürdü,

Cumalıkızık Uludağ'ın kuzey eteklerinde kurulmuş beş Kızık köyünden biridir.Bursa'nın Yıldırım ilçesine bağlı şirin bir köy.Köyün kurluşunun 1300 yılara dayandığı söylenmektedir.Ve  2000 yılında UNESCO  tarafından koruma altına alınmıştır .

"Uludağ etekleri ile vadiler arasında sıkışıp kalan köylere kızık adı verilmiştir. Diğer kızık köylerindeki köylülerin eskiden Cuma namazı için toplandığı yer olduğundan bu köyün Cumalıkızık adıyla anıldığı söylenir. Bir başka söylence de, Osman Bey'in köyün kurulduğu günün cuma günü olması sebebiyle bu köye "Cumalıkızık" adını vermiş olduğudur."(Kaynak:Vikipedia)

Köye girişte sizi bu meydan karşılıyor, araçlarla gelenler için okul bahçesine veya diğer ücretli otoparklara park etmeleri gerekir.Daha sonra yürüyerek köyü keşfetmeye başlıyoruz.O meşhur meydanda kurulan tezgahlarda köy sakinleri sizi tüm sıcaklığıyla selamlıyorlar.Tezgahlar rengarek, el yapımı reçeller,tarhanalar,salçalar,köy ekmeği,kestane,mevsim meyveleri,bal bir köyde temin edebileceğiniz ne varsa.Hediyelik eşyalar da var tabiyki ama o kısım gezinin en son kısmına saklayalım diyerek köyün sokaklarında gezintiye çıkıyoruz.

İlk izlenim olarak köy artık kendi yapısından çıkarak daha çok turistik ve ticari bir yapıya dönüşmüş olduğu.Her ev gözlemeci,kahvaltı servisi yapan,kahve içeceğiniz mekanlara dönüştürülmüş.

Dar ve taş sokaklarda yürümek ayrı bir keyif, tarihe tanıklık etmiş bir çok evde restorasyon aşamasında diğerleride bahsettiğim gibi restorant,-cafe olarak hizmet veriyor.Bu evleri görebileceğimiz ve gezebileceğiniz tek bir ev var.2014 yılında Etnografya Müzesine çevrilimiş 2 katlı köye özgü bir ev olan Küpeli Ev.Küpeli Ev Unesco Derneği Proje Uygulama evi.Evin adı evin her yerinde olan küpe çiçeğinden gelmiş,.Müze ev köyün tarihinden ve yaşantısından örnekler sunuyor bize.Müzeye giriş ücreti 2.5 TL.

      Müzeyi gezdikten sonra bahçesinde oturup kahvenizi içerek dinlenebilirsiniz.

Bu müze dışında gezip görebileceğiniz başka bir ev veya tarihi yapı yok malesef.Müze evden ayrılıp hemen yakınındaki Cin Çıkmazı ya da diğer adıyla Cin Aralığı sokağına geçiyoruz.İsmi ilk başta insana tuhaf geliyor ama gidince anlıyoruzki sokak o kadar dar ki bir kişi bile bu sokaktan zor geçer.Rivayete göre işgalcilerin kovaladıkları askerler bu sokağa girince bir anda ortadan kayboldukları için onları cinler mi kaçırdı söyleminden buraya Cin Aralığı demişler. 

Cin Aralığı

Köyün sokaklarında dolaşmaya devam ediyoruz,yürüyerek 1 saat de tamamlayabileceğiniz bir köy.

İşte o ev :)

 Köyü dolaştıkdan sonra olmazsa olmazımız bir Cumalıkızık Hatırası olarak buzdolabı süsümüzü alıp , gözlemenin tadına bakabileceğimiz bir yer arıyoruz.Heryer o kadar kalabalık ki meydandaki ilk yere giriyoruz.İyi bir hizmeti olduğunu söyleyemem ama gözlemeleri güzeldi.Peynirli ve patlıcanlı gözlemenin tadına bakabilirsiniz.

Tam da hayal ettiğim gibi bir yer çıkmasa da güzel anılarla köyden öğlen saatlerinde ayrılıp Bursa'nın merkezine doğru yola çıkıyoruz.

Bursa bir tarih şehri.Nereye baksanız tarihi sembollere rastlamanız mümkün.Bursa da en çok zaman harcayacağınız şey otopark bulmak daha önemlisi boş otopark bulmak baştan söyleyelim :) Tarihi kadar otoparklarıyla da meşhur bir yer sanırım :) o kadar kalabalık bir zamana denk geldik ki boş yer bulmak mucize.

Bursa, 1307 yılında Osman Bey tarafından kuşatılmış, uzun süren kuşatmadan sonra 6 Nisan 1326'da Osman Bey'in oğlu Orhan Bey tarafından alınmıştır. 1335 yılında başkent Bursa'ya taşınmıştır.

Öncelikle Kapalı Çarşından dolaşarak Ulu Cami'ye geliyoruz.Öğle Namazı vaktine geldiğimizden gezmek için içeri giremedik.Oldukça kalabalıktı hem tursitler tarafından hem de yerel halk tarafından Cami'ye ilgi çok fazla. Buradan Hanların olduğu bölgeye devam ediyoruz. 

Ulu Cami

Kuyumcular,ayakkabıcılar,kumaşçılar ve çeyiz alışverişi için bir çok dükkan bu hanların içinde.Bursa da avmler az olması ve hala esnaf kültürünün devam etmesi hoşumuza gitti.

Kozahan'ı gezmeye başlıyoruz.Tarihi yapısının güzelliği ve dükkanların çeşitliliği hemen ilgimi çekiyor.Bursa, teksil ürünleri ve ipek kumaşıyla da ünlü bir şehrimiz.Bunun hakkını da Kozahan ile veriyor bence.Rengarenk kumaşlar,şallar beni benden alıyor.İngiltere Kraliçesi bile Bursa ziyaretin de  hiçbiryerde bulamayacağı bu kumaşlara karşı koyamamış ve  Kozahan'a gelip alışveriş yapmış.Tabi ben kraliçe kadar iddalı olamadığımdan hem hatıra kalması için hem de renklerine bayıldığım bir şal satın alıyorum.Şal fiyatları 20 TL ile 2.000 TL arasında değişiyor.

Koza Han

Han gezimizden sonra Tophane bölgesinde yer alan Orhan Gazi ve Osman Gazi Türbelerini ziyaret ediyoruz.Tophane bölgesi şehri tepeden gören bir yer. Görünümü şehri çevreleyen kale gibi.Orhan Gazi ve Osman Gazi türbeleri yanyana, iki ayrı kubbeli olarak inşaa edilmiş yapının içinde.

Türbe ziyaretinden sonra Tophane içinde yer alan çaybahçesinde dinlenebilir ve şehri tepeden izlemenin keyfini çıkarabilirsiniz.Meydanın içinde bir de saat kulesi yer almaktadır.

Manzara eşliğinde dinlendikten sonra ara sokaklarda dolaşarak tarihi yapıları ziyaret etmeye devam ediyoruz.Hepsi bir arada olmadığı için aynı gün içersinde hepsini gezmek mümkün olmadı.Yeşil Cami ve Türbesini de mutlaka ziyaret edilecek yerler listenize alın.

Bu kadar gezdikten sonra haliyle acıktık ve midemizden iskender sesleri yükselmeye başladı.İnternetden yorumlara baktığımızdan bir kaç yer ön plana çıkıyor ama buralarda uzun kuyruklar olduğunu da duyunca vazgeçip daha yöresel ama iskenderin hakkını veren kapalı çarşı bölegesinde yer alan Bursa Kebapçı'sına gidiyoruz.Ve girdiğimiz andan itibaren mis gibi tereyağı kokusu doğru yerde olduğumuzu bize gösteriyor.İskender porsiyon fiyatları 25-35 TL arasında değişiyor.Ama lezzet ve hizmet olarak kesinlik Bursa Kebapçısı.

Alıntı değil bizzat biz yedik :)

Kebapları mideye indirdikten sonra tatlı için Bursa'nın olmazsa olması kestane şekerine sıra gelmişti.Bir çok yerde satılıyor.Hem sadesi hem çikolatalısı.Benim tercihim çikolatalı kestane şekeri.Hem yemelik hem hediyelik şekerlerimizi alıp bu güzel ve hızlı Bursa turumuzu sonlandırıyoruz.

Bursa'ya kadar gelmişken teleferikle Uludağ'a çıkabilir,güzel bir hava da Trilye ve Mudanya'yı da keşfedebilirsiniz.

Gitmeden öncee mutlaka buraya da göz atıp programınızı şekillendirebilirsiniz.

 http://www.bursakulturturizm.gov.tr/TR,70232/gezilecek-yerler.html

Keyifli okumalar :)