Safranbolu 2
![]() |
Dadibra Konak da kahvaltı |
Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olduğunu bir kez daha kanıtlayarak ve konak sahiplerine ilgileri için teşekkür ederek Dadibra dan ayrılıyoruz.
İlk önce bir önceki gün gözümüze kestirdiğimiz hediyelik eşya satan bir kaç dükkanı ziyaret ediyoruz.Gittiğimiz yerlerden her Türk vatandaşı gibi almadan dönmediğimiz buzdolabı süsümüzü alıyoruz.Farklı boyutlarda ve modellerde mevcut ama en çok Safranbolu evlerinin olduğu magnetler hoşumuza gidiyor.Tanesi 2 TL ile 5 TL arasında değişiyor.Buraya kadar gelmişkken her yerde renk renk bulabileceğiniz sofra bezleri,masa örtülerinden bir tane almadan dönemezdim.En mavilisinden bir masa örtüsü de çantamızda yerini aldı.5 TL ile 25 TL arasında değişiyor masa örtülerinin fiyatları.
Her geçtiğiniz dükkanın önünden neredeyse ikram edilen lokumlardan almadan dönmek olmaz.Tur şirketlerinin de en sık uğradığı iki lokumcu var.İmren Lokum ve Safran Lokum.Daha öncenden de tadını bildiğim İmren Lokum'a giriyoruz.Lokum aşığı biri olarak önce gözüm doyuyor bu kadar çok çeşide.Oranın en eskisi ve en bilineni İmren Lokumları ülkenin dört bir yanına da dağıtım yapıyormış.Çikolatalı,fındıklı,antep fıstıklı,çifte kavrulmuş,safranlı bizim tadabildiklerimiz.
Özel bir üretim olan lokumlarından bahsediyorlar,merak ediyoruz haliyle :) Bildiğimiz lokumun içine kaymak koymuşlar üzerine pembe gül yaprakları ve bu gül yapraklarıyla beraber yememiz gerekiyormuş.Önce bir tereddüt ettim daha önce gülü yemek hiç aklıma gelmezdi :) Ama görüntüsü de lezzeti de muhteşemdi. El yapımı olduğu için günde belirli bir miktar üretim yapabildiklerinden diğerlerine göre biraz daha pahalı,kilosu 60 TL.Biz ufak bir kutu tadımlık alıyoruz. Gittiğim yerlerde yeni yerler görmek isteğim kadar oraya özgü yeni tatlar da denemek isterim.Lokum işi tamam sırada gün boyu kokusuyla davet eden küçük fırınlarda ki Safranbolu simiti ve cevizli katmer var.Almadan dönemezdik :) Simiti ufak ve susamsız pek alışık olduğumuz gibi değil ama sıcak sıcak gözünün yaşına bakmadık.Cevizli katmer de hayal ettiğim gibi çıkmadı.Biraz sert ve cevizi içinde varla yok arasındaydı.Ne yapalım tadına bakmadık demeyiz .
Artık bu yediklerimizi eritme vakti gelmişti.İlk durağımız Kristal Cam Teras. Daha önceki gelişimde gitme fırsatım olmamıştı.Safranbolu merkeze 7-8 km uzaklıkta.Safranbolu'nun bence en büyük eksiği yön tabelaları.Bir tane görüp yola sapıyorsunuz hop sonra kayboluyorlar sağa mı sola mı yoksa düz mü devam edeceğim , hislerime mi güveneceğim ... Navigasyon artık telefonlarımız da bile var evet ama şehrin önemli simgeleri için daha fazla yön tabelaları olmalı.
Seyir Terası'na geldik. Girişte ücretimizi ödüyoruz sanırım burası da 4 TL .Terasın olduğu cam bölmede temizlik vardı ve uzunca bir kuyruk.Temiz olmasına sevinerek heycanla girdik ancak cam o kadar çizilmişki aşağıyı görmek neredeyse imkansız.
![]() |
Kristal Cam Teras |
Kalabalıktan dolayı çok fotoğraf çekilme şansımız olmadı ,eğer yükseklik korkunuz yoksa ve harika bir doğa manzarası izlemek isterseniz burayı da mutlaka görmelisiniz.Ama benim ilgimi çeken daha çok Kanyonun kendisi oldu.Kanyona girebilmek için terasın olduğu yerden 500 mt kadar aşağıya devam ediyoruz.Kanyona giriş de ücretli :) Kanyon girişinde arkanıza İncekaya Su Kemerini alarak uzun bir merdivenlerden iniyorsunuz.İnmesi keyifli ama çıkması için aynı şeyi söyeleyemem.
![]() |
Kanyonun yukarıdan görünümü |
![]() |
Kanyonun sonundaki ufak gölet |
Mağaraya ulaşıyoruz, giriş ücreti 1 TL.Ve bizi kanyondaki gibi tırmanmamız gereken uzun bir merdiven bekliyor.Merdivenlerin belirli noktalarına dinlenebilmek için tabureler yapmışlar ve çok mantıklı.Merdivenlerin dikliği ve fazla oksijen alışık olmayan bünyeyi yorabiliyor.Mağaraya sonunda ulaşıyoruz.Mağranın sıcaklığı hiç değişmiyormuş ve hep 15 dereceymiş.Mağaranın içinde fotoğraf çekimi yasak ve içerisi epeyce nemli.Mağara 6 Km uzunluğunda ama şuanda sadece 400 metrelik kısmını görme şansımız var.Loş ışıklar eşliğinde içeride ilerliyoruz.Gittikçe daha fazla büyülüyor bizi.Oluşan yapılar ,sarkıt ve dikitler çok güzel şekiller almış.
Zafera ulaşmış bir kız edasıyla mağaradan ayrılıyoruz.
Safranbolu gezimizin son durağı Bulak Mencilis Mağarasından yorgun ama güzel anılarla birlikte ayrılıyoruz.Dolu dolu ve çok keyifli iki günün ardından evimize üzülerek dönüyoruz.
Safranbolu kalp ben ;)
Yorumlar
Yorum Gönder