"Gez Dünyayı Gör Konya'yı"
Başlıktandan anlaşılacağı üzere bu yazı aşırı dozda Konya içermektedir.Konya'yı anlatmaya sayfalar yetmez tabi,gerek tarihi,gerek kültürü,yemekleri ve Mevlana'yı... Ama ben Konya da bir günü anlatayım.
Konya bilindiği üzere ülkemizin yüzölüçümü en büyük ili ve her köşesi tarih.Konya denilince akla kuşkusuz hoşgörünün sembolü ,Mevlana geliyor ve turistlerin özellikle burayı ziyaret etme sebeplerinden biri.Aralık ayında yapılan Şeb-i Arus törenleri için aylar öncesinden program yapmanız gerekiyor.Ama bence Konya her mevsim aynı duygu ve tatda.
İlk gelişim değil Konya'ya haliyle bir çok noktasını gezme fırsatım oldu.Ulaşım rahat İstanbul'dan gelişi için bir çok alternatif ulaşım var.Uçak,tren ve karayolu.Seçim sizin keyfinize kalmış.Şehir içinde araç şart demeyin ,ulaşım çok rahat.Görülmesi gereken yerler merkezi bir noktada ve birbirine yakın.
Sabah erkenden yola koyularak başlıyoruz.İlk durak Tropikal Kelebek Bahçesi.Konya ve kelebekler ilk bakışta sizi düşündürebilir ama mutlaka görmelisiniz.O kadar çeşit kelebeğin özgürce etrafınızda dolanışını başka yerde yaşama şansınız yok. Giriş ücretli ve 10 TL.Öğrenci 5 TL.Gitmeden önce bilmeniz gereken içerinin hava koşulları, her mevsim 25 derece ve nemli bir ortam.Kelebeklerin yaşamı için şart ama özellikle kış ayında kalın kazaklarda içerde keyifli bir gezi yapmanız mümkün değil benden söylemesi.İçerisi bir kaç bölümden oluşuyor.Hem eğlenceli hem eğitici.Kapıdan girer girmez sizi tropikal bir orman karşılıyor,içerde kuş sesleri.bir yandan şelaleden akan su sesi,yemyeşil, rengarenk canlı çiçekler ,uçuşan çeşit çeşit kelebekler.Sanki biri omzunuza konacak gibi yakınlarınızda dolaşıyorlar.Kameralar yakalamak için birbiriyle yarışıyor .
Kelebeklerin ömrü 3 gündür inanışı malum.Buradaki bilgilendirmelerden öğreniyoruzki bazı tür kelebekler 12 ay yaşabiliyorlarmış.Ayrıca kelebeklerin yakasını bırakmayan en çok korkutan canlılar da kurbağa,sürüngenler,kemirgenler ve kuşlarmış.Bazı çeşit kelebekler ülkemizde olmadığından kozalak halinde yurt dışından getiriliyor.Burada bu kelebeklerin kozalak halleri,hangi cins ve hengi ülkeden geldiğini gösteren bölmeler mevcut.Kozalakdan kelebeğe dönüşme hikayesini canlı görme şansınızda var.
![]() |
Kelebeğin oluşum evreleri |
Tropikal Kelebek Bahçesinin bir başka bölümüde kelebeklerin hayatının anlatıldığı bir sinema odası var.Devamında da böcekler için de bir bölüm yapılmış.Çeşitli böceklerin görselleri ve doğadaki rollerini anlatan bilgileriyle sergilenmekte.
![]() |
Maskot Papağanlar |
En son bölümde hediyelik eşyalar alabileceğiniz kelebek figürlü binbir çeşit eşya mevcut.
Kelebekleri arkamızda bırakıp Mevlana Müzesine geçiyoruz.Giriş ücretsiz.Araçla gidecekler için müzenin etrafında ,yol boyunca ücretli park alanları veya otoparklarda mevcut.Tranvay ise müzenin önünden geçmektedir.
Müze ve türbe birliktedir.Mevlana ve onun yoldaşları ,Şems-i Tebriz hariç,aynı türbede yer almaktadır.
Türbeye giriş haliyle çok kabalık,bir yandan dua edip bir yandan görüntüye almaya çalışanlar.Haliyle Konya ve Mevla ile ilgili o ruhani duyguyu o an yaşamak çok mümkün olmuyor.Türbenin içine yeni yapılmış ibadet alanları var.İsteyenler kadın ve erkekler için ayrılan o alanlarda ibadetlerini yapabiliyorlar.
![]() |
Mevlana'nın Türbesi |
Müzenin çevresinde hediyelik alışverişinizi yapabileceğiniz ,Konya şekeri,Konya Sarması ve hediyelik eşyalar alabileceğiniz çok sayıda dükkan var.Benim favorim ahşap 2 katlı evlerin yer aldığı müzenin arkasındaki keçe atölyesi.Mutlaka uğrayıp ,keçeden yapılan ürünlerden alın.
Şems-i Tebriz 'i es geçmek olmaz.Mevlana'nın yoldaşı,"Beni Onsuz ,O nu bensiz düşünmeyin " dediği Şems'in türbeside Mevlana Müzesinin yakınlarında,ayrı bir alanda.Çok sayıda Şelçuklu döneminden kalma camiiler de bu çevrededir.Camilerin mimariside görenleri kendine hayran bırakıyor.
Bu kadar gezdikten sonra elbette acıkacağız.Ve elbette bamya çorbası,etli ekmek,bıçak arası yiyeceğiz :) Benim favorilerim Kule Sini ve Akyokuş. Kule Sini ,Kule City Alışveriş merkezinin 42.katında harika manzaraya sahip bir restaurant.Akyokuş da adından da anlaşılabileceği gibi Konya manzarasına sahip ,tepe de kurulmuş bir belediye işletmesi.Isparta yolu üzerinde ve ulaşım özel araçla mümkün.
![]() |
bkn;Bıçak Arası :) |
Eğer çaya yer kaldıysa onu da Konya'nın şehir merkezinde bulunan ,yeşillikler için Alladin Tepesin de semaverlerle içip günü sonlandırabilirsiniz :)
Konya'nın ana noktalarını tadına vararak geçirmek için en az 2 gün kalmak gerekiyor.Çevresinde de görülebilecek güzel yerler var.Eğer zamanınız varsa, Sille Köyünde kahvaltı,Beyşehir Gölünde tekne turu ve manzaraya karşı sazan balığı ve Akşehir de Nasrettin Hoca ziyaretinde bulunup lokum gibi kuzu tandırın tadına bakıp dönebilirsiniz.
Kadınlar pazarı diye bilinen,kapalı köy pazarından taze ve bol çeşitli sebze,meyveler satın alabilirsiniz.Buranın keçi postunda bekletilerek yapılan ,küflü peyniri oldukça meşhur.Damak tadına uyanlar için bir kenarda dursun ;)
Konaklama için de alternatif çok Dedeman,Hilton,Rixos gibi zincir oteller bulunduğu gibi bütçenize uygun merkezi yerlerde ufak otellerde var.
Dolu dolu bir günlük Konya turumuzda böylelikle son buluyor...
Ve son olarak ;
“Gene gel, gene…
Her kim olursan, gene gel gene…
İster kafir ol, ister Mecusi, ister putperest
İster yüz kere bozmuş ol tövbeni
Umutsuzluk kapısı değil bu kapı,Nasılsan öyle gel…”
Mevlana
Yorumlar
Yorum Gönder